Özlem Doğan

2021' DE ; "SURLARDA GÜNEŞ OLMAK" DİLEĞİ İLE...

Takvimler, zaman dilimleri biz insanlığın kendi eli ile yarattığı zihin setleri gibi...

Son zamanlarda yaşadığımız tüm sıkıntıları, 2020 yılına mâl ettik ve uğursuz yıl oldu zihinlerimizde. Biz insanlık böyleyiz işte. Nerede yanlış yaptığımızı irdelemeden, hatalarımızı mantığa büründürür veya başka bir suçlu bulup içimizi rahatlatırız. 2020 yılının kaderinde de "suçlu yıl, uğursuz yıl" olmak varmış...

Hadi, Covid-19'da suçumuz yok diyelim, ya geri kalan olaylar? Ki Covid-19 ve bu süreç içinde hatalarımız hiç de az değil. En başta insanlığın doğa anaya saygısını sorgulaması gerekmez mi?

2020 kötüydü de 2019, 2018 çok mu iyiydi?

Patlamalar, afetler, cinayetler, ekonomik buhranlar, savaşlar, ötekileştirmeler, yani giderek insan haklarından, insanca yaşamaktan uzaklaştığımızın göstergesi onlarca şey olmadı mı?

Hepimizin elinin altında "google" var. Diyelim ki; hafızalarımız bize oyun oynamış olsun ve her şeyi unutmuş olalım... Bulut Sistem olan büyük bilgi deposunun hafızası, unutmuyor malum... Sırası ile geçmiş yılları yazalım ve "neler olmuştu?" diye sorgulayalım. İçiniz daralacak baştan söyleyeyim...

Toplumlar kaderini kendileri belirler. Körü körüne bir şeylere bağlanarak, "ben diğerinden her zaman daha haklıyım, benim inandığım daha doğru, benim eşeğim senden kara" diyerek, daha iyi yılların gelmesini beklemek "saflık" olur.

GÜLE GÜLE 2020, HOŞGELDİN 2021...

Umarım hoş gelir de... Sen, ben, o, onlar, bunlar, şunlar yani "biz" değişmedikçe, yeni yıl gelse ne olur ki? Karamsar değilim yanlış anlaşılmasın, gerçekçiyim. Sizde karamsar olmayın. Pozitif yönde olumlayın her şeyi. Ama gerçekçi olmayı da unutmayın...

Rıfat Ilgaz'ın, çok sevdiğim "SURLARDA GÜNEŞ OLMAK" isimli bir şiiri vardır. Beni yakından tanıyan dostlarım, kimi olaylar sonrası, bu şiire ait olan bir dörtlüğü tekrar ettiğimi bilirler. Şöyle der Rıfat Ilgaz hoca:

"Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni
Morarıp silinmesi maviliklerin
Kırmızının akıp gitmesi damarlarından
İşimiz kolay değil o denli
Kargaların iç güdüsel ölmezliğine inat
İnsanca ölebilmeli..."

Ama önce insanca yaşayabilmeli. İnsanca ölebilmek için insanca yaşayıp yaşatabilmeli. Ön şart bu...
Bu bakımdan, 2021 yılında olur bilmem ama insanca, saygıyla, adaletlice, huzurla ve onurla yaşayabildiğimiz zamanların gelmesini diliyorum...

RIFAT ILGAZ'ı da saygı ile anarak, biraz önce dörtüğünü yazdığım şiirin tamamını şuraya not düşüyorum...

SURLARDA GÜNEŞ OLMAK...

Kıyıda kum çakıl yosun.
Gidenlerden
Boşuna değil martıların hırçınlığı Köprülerin altından geçen sular var ya Kürsülerde lâfını ettiğimiz
Biraz da köprülerin üstünden akmalı

Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni Morarıp silinmesi maviliklerin
Kırmızının akıp gitmesi damarlarından İşimiz kolay değil o denli
Kargaların içgüdüsel ölmezliğine inat İnsanca ölebilmeli

Ne ilkyaz bulutlarında yıkanan
Bir mezar taşısın uzun ömürlü
Ne kış güneşinde silkinen selvisin
Bir mezarlık değilsin anıların gömüldüğü
Yeşilin bitkiselliğini sürdürmeye gelmedin

En güzel sarılarda düşsel
Bir ayçiçeği güneşte tek başına
Bir de karanlık sularda güneş olmak
Bu daha güzel...

(Güvercinim Uyur mu adlı şiir kitabından 1974 Bütün Şiirleri)1927-1991(Çınar Yayınları)